Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Verlauf
know (someone)
Bedeutungen von dem Begriff
"know (someone)"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Colloquial
1
Colloquial
know (someone)
v.
(birini) bilmek/tanımak
2
Colloquial
know (someone)
v.
(birinin) kim olduğunu bilmek
Bedeutungen, die der Begriff
"know (someone)"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 135 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
someone you don't know
n.
tanımadığın biri
2
General
someone you don't know
n.
bilmediğin biri
3
General
someone you don't know
n.
tanımadığın birisi
4
General
someone you don't know
n.
bilmediğin birisi
5
General
pretend not to know someone
v.
tanımamazlıktan gelmek
6
General
know someone by sight only
v.
birini sadece yüzünden tanımak
7
General
let (someone) know
v.
haber vermek
8
General
let someone know
v.
haber vermek
9
General
know (someone) for a long time
v.
uzun süredir tanımak
10
General
know (someone) by sight
v.
simaen tanımak
11
General
know (someone) by sight
v.
cismen tanımak
12
General
know (someone) by name
v.
ismen tanımak
13
General
have the chance to know someone
v.
tanıma fırsatı bulmak
14
General
have the chance to know someone
v.
tanıma fırsatı yakalamak
15
General
know someone
v.
birisini tanımak
16
General
know someone by sight
v.
sima olarak tanımak
17
General
get to know someone
v.
birini tanımak
18
General
know someone very well
v.
birini çok iyi tanımak
19
General
know how someone would react
v.
nasıl tepki vereceğini bilmek
20
General
know little about someone
v.
biri hakkında çok az şey bilmek
21
General
know very little about someone
v.
biri hakkında çok az şey bilmek
22
General
know a lot about someone
v.
birisi hakkında çok şey bilmek
23
General
pretend not to know someone
v.
tanımazlıktan gelmek
24
General
know someone´s weak spots
v.
birinin zaaflarını bilmek
Phrasals
25
Phrasals
know someone as something
v.
birini -e olarak bilmek
26
Phrasals
know someone from someone
v.
birini başka birinden bilmek/tanımak
27
Phrasals
know (someone or something) as (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tanımak
28
Phrasals
know (someone or something) from (someone or something else)
v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek
29
Phrasals
know (someone or something) from (someone or something else)
v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasındaki ayrımı yapabilmek
30
Phrasals
know about (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) haberi olmak
31
Phrasals
know about (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak
32
Phrasals
know about (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) haberdar olmak
33
Phrasals
know about (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bilmek
34
Phrasals
know of (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bilmek
35
Phrasals
know of (someone or something)
v.
bildiği/duyduğu (biri/bir şey) olmak
36
Phrasals
know of (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) haberi olmak
37
Phrasals
know of (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) hakkında bilgisi olmak
38
Phrasals
know of (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) kim/ne olduğunu bilmek
39
Phrasals
know (someone or something) as (something)
(birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/kabul etmek
Colloquial
40
Colloquial
ask questions that someone doesn't know the answers
v.
cevabını bilmediği sorular sormak
41
Colloquial
know someone good
v.
çok iyi tanımak
42
Colloquial
give someone a chance to get to know someone
v.
daha iyi tanıma fırsatı vermek
43
Colloquial
know where someone is coming from
v.
birinin maksadını bilmek
44
Colloquial
know where someone is coming from
v.
birinin ne demek istediğini bilmek
45
Colloquial
know where someone is coming from
v.
birinin niyetini bilmek
46
Colloquial
know where someone is coming from
v.
birini bir görüşe/eyleme iten davranışı bilmek
47
Colloquial
know where someone is coming from
v.
birinin bakış açısını bilmek
48
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) ne yapacağını bilemezsin
49
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz
50
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) nasıl davranacağını önceden tahmin etmek zor
51
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) ne yapacağı/nasıl davranacağı belli olmaz
52
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) kalitesini/niteliğini önceden bilemezsin
53
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz
54
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) ne yapacağı hiç belli olmaz
55
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) ne yapacağını bilemezsin
56
Colloquial
you never know with (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) asla emin olmazsın
Idioms
57
Idioms
know where (one) is with (someone or something)
v.
(birinin) ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek
58
Idioms
know where (one) is with (someone or something)
v.
(birinin) bir konuda ne düşündüğünü bilmek/öğrenmek
59
Idioms
know where (one) is with (someone or something)
v.
(birinin) görüşlerini bilmek/öğrenmek
60
Idioms
know where (one) is with (someone or something)
v.
(birinin) bir konu hakkındaki görüşlerini bilmek/öğrenmek
61
Idioms
know (someone) in the biblical sense
v.
cinsel ilişkiye girmek
62
Idioms
know (someone) in the biblical sense
v.
sevişmek
63
Idioms
know someone in the biblical sense
v.
cinsel ilişkiye girmek
64
Idioms
know someone in the biblical sense
v.
sevişmek
65
Idioms
know (someone or something) like a book
v.
(birisini ya da bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
66
Idioms
know (someone or something) like a book
v.
ezbere bilmek
67
Idioms
know (someone or something) like a book
v.
her karışını bilmek
68
Idioms
know nothing and care less (about someone or something)
v.
hiçbir şey bilmemek ve bilmek de istememek
69
Idioms
know nothing and care less (about someone or something)
v.
hiç bilgisi olmamak, bilmek de istememek
70
Idioms
know nothing and care less (about someone or something)
v.
ne bilmek ne de bilmek istemek
71
Idioms
know nothing and care less (about someone or something)
v.
(bir kişi veya konu hakkında) tamamen ilgisiz olmak
72
Idioms
know nothing and care less (about someone or something)
v.
(bir kişiye veya konuya) hiç ilgisi olmamak
73
Idioms
know little and care less (about someone or something)
v.
çok az şey bilmek ama bilmek de istememek
74
Idioms
know little and care less (about someone or something)
v.
daha fazla bilmek de istememek
75
Idioms
know little and care less (about someone or something)
v.
(biri veya bir şey hakkında) bir şey bildiği ve umursadığı olmamak
76
Idioms
know little and care less (about someone or something)
v.
pek bir şey bilmeyip hiç umurunda olmamak
77
Idioms
know little and care less (about someone or something)
v.
bihaber ve kayıtsız olmak
78
Idioms
know (something/someone) like the back of one's hand
v.
avucunun içi gibi bilmek
79
Idioms
know someone by one's perfume
v.
birini parfümünden tanımak
80
Idioms
not know someone from adam
v.
birisini hiç tanımamış/görmemiş olmak
81
Idioms
not know someone from eve
v.
birisini hiç tanımamış/hiç görmemiş olmak
82
Idioms
know where someone stands
v.
durumunun ne olduğunu bilmek
83
Idioms
not know (someone) from a bar of soap
v.
hiç bilmemek
84
Idioms
not know (someone) from a bar of soap
v.
hiç tanımamak
85
Idioms
not know what hit someone
v.
neye uğradığını şaşırmak
86
Idioms
know someone in high places
v.
yüksek yerlerde tanıdığı olmak
87
Idioms
not know what to make of someone
v.
(birinin yaptığı şeye) anlam verememek/anlamamak
88
Idioms
know (someone or something) like a book
v.
ciğerinin içini bilmek
89
Idioms
know (someone or something) by name
v.
(birini/bir şeyi) ismen bilmek
90
Idioms
know (someone or something) by name
v.
(birini/bir şeyi) ismen tanımak
91
Idioms
know (someone or something) by name
v.
(birinin/bir şeyi) isim olarak tanımak
92
Idioms
know (someone or something) by sight
v.
(birini/bir şeyi) simaen tanımak
93
Idioms
know (someone or something) by sight
v.
(birini/bir şeyi) simaen bilmek
94
Idioms
know (someone or something) by sight
v.
(birini/bir şeyi) sima olarak tanımak
95
Idioms
know (someone or something) by sight
v.
(birine/bir şeye) göz aşinalığı olmak
96
Idioms
know (someone or something) by sight
v.
(birini/bir şeyi) cismen tanımak/bilmek
97
Idioms
know (someone or something) by sight
v.
(birini/bir şeyi) dışarıdan bilmek/tanımak
98
Idioms
know (someone or something) for what (they or it) is
v.
(birinin/bir şeyin) ne mal olduğunu bilmek
99
Idioms
know (someone or something) for what (they or it) is
v.
(birinin/bir şeyin) aslında nasıl biri/bir şey olduğunu bilmek
100
Idioms
know (someone or something) inside out
v.
(birini/bir şeyi) çok iyi bilmek/tanımak
101
Idioms
know (someone or something) inside out
v.
(birinin/bir şeyin) içini dışını bilmek
102
Idioms
know (someone or something) inside out
v.
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek/tanımak
103
Idioms
know (someone or something) inside out
v.
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi bilmek
104
Idioms
know (someone or something) inside out
v.
(biri/bir şey) hakkında her şeyi/neredeyse her şeyi sular seller gibi bilmek
105
Idioms
know (someone or something) inside out
v.
(birini/bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
106
Idioms
know (someone or something) inside out
v.
(birinin/bir şeyin) ciğerinin içini bilmek
107
Idioms
know (someone or something) through and through
v.
(birinin/bir şeyin) her şeyini bilmek
108
Idioms
know (someone or something) through and through
v.
(birini/bir şeyi) çok iyi bilmek
109
Idioms
know (someone or something) through and through
v.
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek
110
Idioms
know (someone or something) through and through
v.
(birinin/bir şeyin) içini dışını bilmek
111
Idioms
know (someone or something) through and through
v.
(birinin/bir şeyin) tamamını bilmek
112
Idioms
know (someone or something) to (do something)
v.
(birinin/bir şeyin bir şey yapacağını) bilmek
113
Idioms
know (someone or something) to be (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/tanımak
114
Idioms
not know the first thing about (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek
115
Idioms
not know the first thing about (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir fikri olmamak
116
Idioms
not know what to make of (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir anlam verememek
117
Idioms
not know what to make of (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) ne anlam çıkaracağını bilememek
118
Idioms
not know what to make of (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) pek anlamamak
119
Idioms
to know someone is to love her
expr.
o herkesin sevgilisidir
120
Idioms
not know what hit someone
expr.
başına ne geldiğini bilmeden
121
Idioms
not know what hit someone
expr.
kendisine neyin çarptığını bilmeden
122
Idioms
(someone) (just) doesn't know when to quit
expr.
(biri) nerede duracağını bilmiyor
123
Idioms
(someone) (just) doesn't know when to quit
expr.
(biri) ne zaman duracağını bilmiyor
124
Idioms
what (someone) doesn't know can't hurt them
expr.
(birinin) bilmediği şey ona zarar veremez
125
Idioms
what (someone) doesn't know can't hurt them
expr.
(birine) bilmediği şeyden zarar gelmez
126
Idioms
what (someone) doesn't know can't hurt them
expr.
(birinin) bilmediği şey onu üzmez
Speaking
127
Speaking
it belongs to someone i know
expr.
bu, tanıdığım birine ait
128
Speaking
I know what it's like to hold on to someone
expr.
birisine tutunmanın ne demek olduğunu bilirim
129
Speaking
I know there's someone else
expr.
başka birisinin olduğunu biliyorum
130
Speaking
I know there's someone else
expr.
başka birisinin olduğuna eminim
131
Speaking
before someone know it
expr.
çabucak
132
Speaking
before someone know it
expr.
hızla
133
Speaking
before someone know it
expr.
göz açıp kapayıncaya kadar
134
Speaking
you have to know someone to get in
expr.
oraya girmek için birilerini tanımanız gerekiyor
135
Speaking
you have to know someone to get in
expr.
oraya girmek için birilerini tanıman gerekiyor
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of know (someone)
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy